Sithpedi Fanon
Advertisement
İmparatorluk'un Yükselişi devri


Chris Dench, galaktik müzik konusunda ezber bozan eserleriyle adını duyurmuş Ikslandli bir bestekar ve korkulan bir kovboydu. Genç yaşta galaktik müziğe ilgisi keşfedilmiş olan Dench, Iksland'in en büyük bestekarlarından olan Iksland kontu Schoenberg tarafından iyi bir müzik eğitimi alması için Pi-anno gezegenine gönderildi. Pi-anno'da üstün başarısı ile hızlıca basamakları tırmanan Chris Dench, galaksinin en tanınan sanatçılarından ve aynı zamanda Pi-anno'nun senatörü olan Anno Ligeti'den ders aldı. Uzun müzikal kariyeri boyunca birçok başarıya imza atan Dench, aynı zamanda Schoenberg'den sonra Iksland'in yeni kontu olmuştur.

Biyografi[]

Erken yaşamı[]

YSÖ 42 yılında Iksland'de doğan Chris Dench, yoksul ama mutlu bir çocukluk geçirdi. Iksland kurak bir gezegendi ve gezegenin tek geliri ufku geniş sanatçıların holografik tiyatro senaryolarını, galaktik müzik bestelerini ve cerkeze eserlerini Pi-anno gibi kültür ve sanat gezegenlerine pazarlamasıydı. Bu eserlerin bazıları kült eserlere dönüşür ve çoğunluğu da iyi kabul edilirdi. Ancak Iksland gezegeninin ve sanatçılarının ismi hiçbir zaman geçmez, sanatın Pi-anno'da icra edildiği söylenirdi. Iksland sanatçıları bu haksızlığa ses çıkarmazdı çünkü tek gelir kaynaklarını kaybetmekten korkuyorlardı. Zamanın Iksland kontu olan Schoenberg, belki ismi az çok duyulan tek Ikslandliydi. Bu emek hırsızlığından şikayetçi olmasına rağmen ses çıkarmaz ve gençleri iyi yetiştirerek onların gezegeni onurlandıracağını düşünürdü. İşte iyi yetiştirdiği çocuklardan biri de Chris Dench'ti. YSÖ 40'ta, daha Dench 2 yaşındayken onu yoksul ailesinin evinden almış ve birincil elden eğitmeye başlamıştı. Bu eğitimlere uyum sağlayan Dench, Schoenberg'i ebeveyni kabul etmiş ve öğrettiklerini en iyi şekilde öğrenmeye çalışmıştı.

Pi-anno'daki eğitimi[]

Dench 10 yaşına geldiğinde, yoksul ama kültürel olarak kendisine çok şey katmış gezegeninden ayrılarak Schoenberg'in isteğiyle Pi-anno'ya gönderilmişti. Pi-anno sakinleri Ikslandlileri sevmezdi, üstün başarıları nedeniyle onları kıskanırlar ve adlarının büyük projelerde geçmesinden haz etmezlerdi. Buna rağmen Dench çok başarılıydı ve Pi-anno sakinlerinin kendi önüne geçmesine fırsat bırakmadan Senatör Ligeti'nin öğrencisi olmaya kadar yükselmişti. Bu, Pi-anno'daki en iyi eğitimdi ve Ligeti'nin öğrencilerinin efsane olmaması neredeyse imkansızdı. Ancak yine de Ligeti bir Pi-annoluydu ve Dench'ten haz etmiyordu. 2 yıllık eğitimi boyunca Dench'i hiçbir öğrencisinden ayırmadı. Ancak eğitimini tamamladığında, bir Ikslandlinin, hele sadece 13 yaşındaki bir Ikslandlinin kendisinden daha başarılı olmasını asla kabul edemezdi. O yüzden diğer öğrenciler kendi eserlerini Pi-anno'da üretmeye başlamasına rağmen, Dench Iksland'e geri gönderildi ve Pi-anno'da beste kaydetmesi yasaklandı.

Gençlik yılları[]

Iksland

Dench, Pi-anno'dan böyle kovulmasından hiçbir şey anlamamıştı. Pi-annolular ve Ikslandliler arasının bozuk olduğunu biliyordu. Ancak bu, sanatını engellemek isteyecek kadar güçlü müydü? Schoenberg, elbette bu duruma sinirlenmişti ancak Dench'in moralini daha fazla bozmamak için onu gayet güler yüzlü karşıladı. Dench de bu durumdan memnundu. Babası bildiği adamdan bu kadar süre ayrı kalmak onu yıpratmıştı ve birçok kişiden psikolojik şiddet görmesine sebep olmuştu. Schoenberg ile hasret giderdikten sonra, ustası onun kabiliyetlerini test etti ve hatırı sayılır bir ilerleme gördü: "Yine de eğitime saygısı varmış." diye düşündü içinden. Schoenberg, artık ona layık bir öğretmen olamazdı. Artık Dench galaktik müzik kabiliyeti konusunda son basamaklara gelmişti ve artık başka konularda eğitim görmesi, bu sırada da kendini müzikal konuda geliştirmeye devam etmesi lazımdı.

Schoenberg onu Iksland'in en iyi kovboylarından biri olan C. P. Taylor'ın yanına verdi. Ağzı bozuk siyahi kovboy sayesinde Dench'in karakteri dengelenecek, kendine has kovboy tarzını oluşturacak ve en önemlisi de çok iyi blaster kullanmayı öğrenecekti. Aynı zamanda ufku genişleyen Dench, gezegenine iyice bağlanacak ve gezegeniyle ilgili gelmiş geçmiş en iyi bestelerden birini yazmaya başlayacaktı.

Dench, Pi-anno'ya beste göndermesi yasak olduğu için gelirini bestelerini başka Ikslandlilere satarak kazanıyordu. Onlar da bu eserleri Dench'ten aldıklarının 10 katına Pi-anno'ya satıyorlardı. Bazı besteler o kadar iyi oluyordu ki, bu bestelerin sahibi dinleyiciler tarafından çok merak ediliyor ve Pi-anno'lular yıllardır söylemedikleri Ikslandli isimlerini söylemek zorunda kalıyorlardı. Ancak dinleyicilerin çoğu buranın neresi olduğunu bile bilmediğinden, bunu Ligeti'nin ünlü eseri Yoksul X'in Evine bir referans sanıyor ve zoraki de olsa gülüyorlardı. Pek azı duruma uyanıyor ve Iksland'e ziyarete gidiyorlardı.

YSÖ 23 yılında yani Dench 19 yaşındayken, Iksland'e gelen pek az turistten bir tanesi Dench'in nerede yaşadığını buldu. Küflü bir depoda uyuyan Dench'i gece yarısı kaldırarak onun kendisiyle birlikte çalışıp çalışmak istemediğini sordu. Bu, Pi-anno'nun ünlü ortağı EMI (Emperor's Imperial Records) adlı yayıncı şirketin sahibiydi. Dench, uykuluyken gece yarısı evine izinsiz giren misafirlerinden birini blasterı ile vurmak üzereyken durumun farkına varmış ve durmuştu. Genç Chris, ustaları C.P Taylor ve Schoenberg'e de haber verdi ve durumdan bahsetti. Sonunda karara vardılar ve EMI, Dench'ten bir yıl içerisinde kendilerine bir beste getirmesini istedi. Beste eğer beğenilirse Iksland'li Chris Dench adına yayınlanacak ve galaksinin her yerine dağıtılacaktı. Bunun üzerine Dench çalışmaya başlamıştı. Haftanın iki günü ustası Taylor ile beraber atış talimleri ve egzersiz yapıyor, geri kalan günlerde hiç durmadan besteleriyle uğraşıyor ve yenilerini yazıyordu.

Ik(s)Land(s)'in dağıtım mücadelesi[]

Chris Dench (Althetra)
"Şimdilik benden çalmış olduğunuz eserimi geri almakla yetineceğim. Ama bir gün bu egemenliğiniz sona erecek. Söz veriyorum, Pi-anno gezegeninin sanatçılarını siz ve sizin gibilerin elinden bizzat kendim kurtaracağım."
―Chris Dench

20 yaşına geldiğinde galaksideki gelmiş geçmiş en iyi müzik albümlerinden biri olan "Ik(s)land(s)"i bitirmişti. Öyle ki, C. P. Taylor besteyi dinleyen ilk kişi olduğunda, o sert ve ağzı bozuk adam ağlayarak Dench'i kucaklamıştı ve besteyi Pi-anno'ya kendisinin götüreceğini söylemişti. Gezegeninin tarihini tek kelime dahi söylemeden notalarla anlatan, galaktik müzik teorisine yeni teknikler katan bu eserin ismi, Pi-anno'daki Ik Land isimli, Iksland'den gelen besteleri kendilerine atfeden büronun aslında Iksland'i nasıl parantez içine alıp görünmez hale getirdiğinden geliyordu.

C. P. Taylor, Schoenberg'e de dinlettikten sonra eserin kopyasını Pi-anno'daki EMI binasına götürmek üzere, gemisi Dallas ile beraber yola koyulmuştu. Tamamen sessiz sakin gerçekleşecek bu iş, ağzını tutamayan birileri tarafından tüm Pi-anno'nun diline düşmüş, herkes Iksland'den gelecek ve bir Ikslandli adına yayınlanacak eseri kıskanç gözlerle bekliyor olmuştu. C. P. Taylor EMI binasına girdiğinde, bir yıl önce konuştukları şirketin ortaklarından birine ulaşamadan bazı görevliler tarafından ağzı aranmış ve Iksland'den eser getirdiğini söylemek zorunda kalmıştı. Bunu duyduktan sonra görevliler duruma uyanmış ve C. P. Taylor'a karşı blasterlarını çekmişlerdi. Ancak Iksland'li siyahi kovboyun gelmiş geçmiş en iyi blaster kullananlardan biri olduğunu bilmiyorlardı.

Taylor, kısa bir çatışmadan sonra altı görevliyi etkisiz hâle getirmiş ve geldiği yönden geri dönmeye başlamıştı. Ne kadar iyi bir kovboy olursa olsun buradan sağ çıkamayacağını anlayan Taylor, binanın girişine geldiğinde havaya iki el ateş açtı ve teslim oldu. Amacı, kopyayı getirdiği EMI ortağının kendisini fark etmesini sağlamaktı. 2 dakika geçmeden Taylor tutuklandı ve kopyaya el konuldu. Maalesef, bir Iksland'linin Pi-anno gezegeninde hiçbir yasal hakkı yoktu, o yüzden Taylor tutuklandığı gibi hücreye atıldı. Kopya ise EMI'in eline geçti, bedavaya.

Bir gün sonra haber Schoenberg ve Dench'e ulaşmıştı. Dench, bu duruma çok sinirlense de Schoenberg bunu ihtimaller dahiline koymuştu ve Iksland'in kontuna yakışır bir zekayla upuzun bir planı halihazırda yapmıştı. Standart prosedür gereği, bir kopya yayın şirketinin eline ulaştıktan 3 gün sonra basılmaya başlanırdı. Yani önlerinde kopyayı geri almak için iki günleri vardı.

Advertisement